Op. Dr. Gulden Ozden
Yaşamına Değer Kat.
Bize Ulaşın
0544 502 16 26
Uygulamalar
Plexr, cildi sıkılaştırmak ve kırışıklıkları azaltmak için plazma yöntemi kullanılan,vücudun farklı bölgelerine uygulanabilen yeni bir kozmetik tedavi türüdür. Plexr, tıbbi terim olarak non invaziv bir tedavi yöntemidir, yani herhangi bir cerrahi işlem gerektirmez.
Plexr uygulaması sırasında dokuyu ısıtmak için kullanılan Plazma, elektrik enerjisi ile iyonize olan bir gazdır. Plazma sayesinde elde edilen ısı, cilt yüzeyini büzüştürerek cildin sıkılaşmış bir görünüm elde etmesini sağlar. Yüz, boyun, kol, karın bölgesi, bacak gibi vücudun pek çok farklı bölgesine uygulanabilen Plexr, kırışıklık tedavisinden gevşek cilt ve çatlak tedavisine kadar birçok alanda tercih edilmektedir.
Plexr uygulaması, cildinin daha iyi bir görünüme kavuşmasını isteyen herkese uygulanabilen bir tedavi yöntemidir. Kırışıklıklar, ince çizgiler, akne izleri, pigmentasyon ve güneş hasarı gibi ciltte oluşan kusurların tedavisinde kullanılabilir. Plexr cihazı, ciltte kontrollü bir hasar oluşması için bir plazma arkı kullanarak cilt görünümüne pozitif etkileri olan kolajen ve elastinin üretimini uyarır. Hücrelerde artan kolajen ve elastin üretimi, cildin kaldırılması ve sıkılaşmasının yanı sıra ciltte bulunan kırışıklıkların ve diğer kusurların görünümlerinde azalma sağlar.
Plexr yüz ve vücudun çeşitli bölgelerine uygulanabilen işlevsel bir tedavi yöntemidir. Kaş,göz kapağı ve ağız çevresi Plexr uygulamasında tercih edilen en popüler bölgelerdir. Ayrıca Plexr tedavisi yanak ve boyun gibi yüzün diğer bölgelerine de uygulanabilir. Yüze ek olarak vücudun farklı bölgelerine uygulanması da mümkün olan Plexr ; göğüs,sırt ve kol bölgeleri için de tedavi yöntemi olarak tercih edilebilir.
Plexr uygulamasının seans süresi tedavi edilen bölgeye ve tedavi edilen bölgenin durumuna bağlı olarak değişkenlik göstermektedir. Örneğin; sivilce izi tedavisi için Plexr uygulaması gerçekleştirilecek ise 4-6 hafta ara ile 3-5 seansa ihtiyaç duyulabilir. Öte yandan, cilt sıkılaştırması için Plexr uygulamasının yapıldığı durumlarda, sadece 1-2 seans tedavi için yeterli olabilmektedir.
Plexr uygulamasının ardından, doktorunuz tarafından size verilen bakım sonrası talimatlara uymanız oldukça önemlidir. Bu talimatlar, Plexr uygulaması yapılan alana bağlı olarak değişmektedir. Genel olarak güneşe maruz kalmaktan kaçınmanız, bölgeyi temiz ve kuru tutmanız tavsiye edilmektedir. Ek olarak steril bir pansuman uygulanması veya merhem kullanımı da önerilebilir.
Plexr tedavisi sonrasında bir miktar kızarıklık, şişlik veya morluk olması normal bir durumdur. Ayrıca bazı bölgelerde kabuklanmaların meydana gelmesi de mümkündür. Tedavi sonrasında ciltte oluşan bu deformasyonlar, tedavide iyileşme sürecinin bir parçasıdır ve geçicidir. Cildiniz kısa bir süre içerisinde normale dönecektir. Yine de iyileşme sürecinde bir gecikme yaşanması durumunda veya herhangi bir sorunla karşılaşılması durumunda, doktorunuz ile iletişime geçmeniz tavsiye edilmektedir.
Plexr uygulamasının sonuçları, tedavi edilen bölgeye göre değişkenlik gösterir. Genellikle, Plexr uygulamasının etkisinin tam olarak görülebilmesi için birkaç haftaya ihtiyaç duyulmaktadır.
Plexr uygulaması sonrasında cildin alt katmanlarında, cildin kendini yenileme sürecinin sonunda, yavaş ve kademeli olarak “iyileşme” sağlanır. Plexr uygulamasının ardından yenilenme süreci hemen başlar, uygulamanın yapıldığı bölgeye göre ilk anda bile beklenen etki görülebilmektedir. Plexr uygulamasının yapıldığı kişiler işlemin ardından aldıkları sonuçlardan oldukça memnun olmaktadırlar fakat asıl sonuçları görmek için 1-2 aylık bir sürenin geçmesi gerekmektedir. Bu süre içerisinde ciltte kolajen ve elastin üretimi kademeli olarak artacak ve etkilerini uzun vadede görmek mümkün olacaktır.
Plexr uygulaması ile yaygın olarak tedavi edilen boyun, çene çizgileri ve kol bölgelerinde ise istenen etkinin görülmesi için 1-2 hafta beklenmesi gerekmektedir.
Plexr tedavisinin sonuçları ile ilgili herhangi bir endişeniz olması durumunda, konu hakkında mutlaka doktorunuz ile iletişime geçmeniz gerekmektedir.
© 2024 Op. Dr. Gülden Özden